Zaman|Duygular|Eylemler
Duygular|Yardımcı Çözümler
- Yeni hedefler belirleyin: Gelecekte ne istediğinize odaklanarak, geçmişinizin etkisinden uzaklaşırsınız.
İlk adım, yalnızlığınızı kabul etmektir. Bu süreçte, kendi içinizdeki seslerle iletişim kurmanız önemlidir. Sefa veren bir yaklaşımla, geçmişteki anıları yeniden değerlendirmek, gelecekteki yolculuğunuza daha sağlam adımlar atmanıza yardımcı olabilir.
Yalnızlık, ayrılık sonrası sıkça karşılaşılan bir his olarak karşımıza çıkar. Bu his, kimi zaman büyük bir hüzün ile birlikte gelir. Fakat zaman, bu yalnızlığın yanında bizi kendimize daha iyi tanıma fırsatı sunar. Zamanla, yalnızlık hissini başka ilişkiler ve aktivitelerle doldurmaya başlarız.
Duygusal Destek|Hüzün ve acı çekme döneminde, duygusal destek alarak kendinize zaman verin ve güç kazanın.
Bu tablo, sizin için önemli olan duyguları ve bu duygulara karşılık gelebilecek bazı çözüm yollarını sunar. Her durum kendine has olduğu için, bu yollar sadece başlangıç noktası olarak görülebilir ve sizin için uygun olanlar seçilebilir.
- Sefa etmek için zaman ayırın: Yalnızlık ve acı hislerinizi düşünerek ve anlayarak, onları geride bırakabilirsiniz.
Her ayrılık ve yalnızlık zamanında, yeni bir hobi keşfetmek bize yeni bir anlam ve içtenlik katar. Bu süreç, acı çekmemize ve hüzün içinde yalnız kalmaya başlamamıza karşın, kendi kendimize zaman harcarken bize yeni bir düşünce ve yaşam tarzı sunar.
Kitap Okuma|Yeni düşünceler, fikirler ve zevkler keşfetmek için harika bir yoludur.
Acı|Profesyonel destek arayarak veya psikolojik danışmanlıkla bu acıyı daha iyi anlamak.
Her zaman sizinle olacak olan bu yakınlarınız, size hem duygusal hem de pratik bir destek sağlar. Onların yardımları ve anlayışı ile, zorlukların karşısında daha sağlam adımlar atabilirsiniz. Ayrıca, onlarla paylaştığınız her an, sizi kederden ve yalnızlıktan uzaklaştırır, sizi yeni bir başlangıç için hazırlar.
Bu bölümde, bireysel değerlendirme ve kendimize dikkat etme konularına odaklanacağız. Özellikle yalnızlık ve ayrılık anlarında, kendi kendimize saygı göstermek ve iyi bakmak önemli bir yol oluşturur.
Öz Saygı ve Kendinize İyi Bakın
- Kişisel büyümeye zaman harcayın: Okuma, eğitim veya hobiler gibi aktivitelerle kendinize zaman ayırarak, geçmişinizden vazgeçersiniz.
Yalnızlık ve ayrılık sürecinde, sosyal etkinliklere katılım, acıların üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Bu tür etkinlikler, yeni arkadaşlıklar kurmanıza ve hayatın hızını kontrol altına almanıza olanak tanır. İnsanlarla bağlar kurmak, yalnızlık hissini azaltır ve sefa düşmanı acıdan kurtulmanın yollarından biridir.
Geçmişinizi bırakarak ve geleceğe odaklanarak, yeni bir yaşama başlayabilirsiniz. Bu süreçte, acı ve hüzünün yanında, umut ve yenilikçi düşüncelerle dolu günler de sizi bekliyor.
Bize başvurarak, bu zorlu süreçte size yön verecek ve sizi güçlü kılacak profesyonel desteğe erişim sağlayabilirsiniz.
Profesyonel Yardım Arayın
Sonuç olarak, yalnızlık ve ayrılık zamanlarında kendimize iyi bakmak ve öz saygı göstermek, bizi hem psikolojik açıdan hem de insan ilişkileri açısından daha sağlıklı ve mutlu bireyler yapar.
İyi günler değerli okurum…İlk önce başınız sağ olsun. Gerçekten anlattıklarınız kolay atlatılabilir bir durum değil. Muhakkak 7 senelik mücadelenizde eşinize çok faydalı olduğunuz zamanlar olmuştur. Fakat biz insanoğlu yaradılış gereği olumsuza çok daha fazla odaklanıyoruz.Olumlu yaptığımız şeyleri siliyoruz , olumsuzlara takılıp kalıyoruz. Sonuçta geçmişi değiştiremiyoruz değiştirdiğimiz tek şey sağlık durumumuz oluyor. O da iyiye değil kötüye doğru! Size tavsiyem küçük bir not defteri temin edin ve oraya eşinizle alakalı evlendiğiniz günden beri yaptığınız olumlu davranışları yazın. Sonra yakındığınız olumsuzları yazın, karşılaştırın. Eminim güzel yaptığınız davranışlar çok daha fazladır. Unutmayın hepimiz insanız, yanlışlar bizim için , kendinizi affetmeyi öğrenmelisiniz. Kendinizi hala affedemiyorsanız şunu düşünün ; affetmediğimde neler yaşayacağım, yani hayatımın devamını nasıl geçireceğim? Bir beş on dakika rahat bir yere uzanın ve kurgulayın. En azından 5 senenizi düşünün…nasıl olurdu bu düşüncelerle yaşamak? Şimdi kendinizi affettiğiniz halinizle 5 senenizi düşünün nasıl olurdu hayatınız? Kendinize şunları söyleyin:” Evet yanlışlarım oldu, fakat bütün bunların yanında seninle evlendiğimiz seneden beri şöyle şöyle davrandım. İnsanım yanlış yapabilirim. Umarım Allah’ım da sen de beni affedersin. “
Kişisel Danışmanlık|Sefa hali boyunca size yol gösteren bir danışman ile iletişim kurarak, bu süreçteki sorunlarınızı çözümleyebilirsiniz.
Yeniden başlamak, her an başlayabileceğiniz sürekli bir olanak sunar. İçinde bulunduğunuz acıya rağmen, bu süreçte kendinize zaman tanımak ve yeni ilgi alanları keşfetmek, kendinizi yeniden keşfettirebilir. Bu, sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda kendinizi geliştirmek ve hayatınızda pozitif bir değişiklik yapmak için bir fırsat olarak da görülebilir.
Her geçen gün, yeni bir olasılık ve umutla karşılaşacaksınız. Bizim hizmetlerimiz ve ürünlerimiz, sizi her daim güçlü ve iş birliği içinde tutacak, böylece hayatınızda olumlu değişiklikler yaşamaya hazır hale geleceksiniz.
Hafta 3|İyimserlik ve hızın yeniden keşfi|Sefa, kendine yeni hedefler belirler ve başka etkinliklere katılır
Hizmet|Açıklama
Sonuç olarak, zaman, ayrılık sonrası geçirmemiz gereken bir süreçtir ve bu süreçte bize yardımcı olabilir. Yalnızlık ve acı hislerini yönetmek ve sonunda iyileşmeye ulaşmak için zamanın bize sunduğu desteği değerlendirmeliyiz.
Duygularınızı Anlayın
Psikolog: Merhaba. Nasılsınız? Sizlere yardımcı olabilir miyim?Anne: İnşallah bana yardımcı olabilirsiniz. Eşimi daha yeni kaybettim. Bu durum beni epey sarstı ama Allah’ın izniyle sabredeceğim. Çünkü ölümün bir yokluk olmadığını, ebedî bir âleme geçiş olduğunu biliyorum. Ama babalarının vefatından sonra hayatları altüst olmuş olan çocuklarıma bunu nasıl anlatayım?Psikolog: Başınız sağ olsun. Kocanıza Allah’tan mağfiret ve rahmet diliyorum. İnşallah kabir hayatındaki manevî makamı yüce olur. Metanetiniz ve sabrınızdan dolayı sizlere tebrik ederim. İlk önce şunu sorayım. Kaç çocuğunuz var ve yaşları nedir?Anne: İki erkek çocuğum var. Yaşları beş ve yedidir.Psikolog: Hayatınızı nasıl devam ettirmeyi düşünüyorsunuz?Anne: Yetimlerimi büyüyünceye kadar büyütmeye gayret göstereceğim. Onlara iyi bir anne olmak istiyorum. Babalarının yokluğunu hissetmelerini istemiyorum.Psikolog: Bu yaklaşımınızdan ötürü sizleri kutlarım. Bu niyetiniz, hem çocuklarınızın baba eksikliğini gidermede, hem de ölüm mevzusunu anlatmakta yardımcı olur. Ayrıca size C. Hak, bu samimî kararınızdan dolayı öbür âlemde sürpriz mükâfatlarda bulunacaktır.Anne: Öbür dünyada mı? Onu anlamış değilim.Psikolog: Sizin bu tavrınız Peygamberimizin (sav) bir sözünü bana hatırlattı. Peygamberimiz (sav), arşın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde arşın gölgesinde barınacak üç grup insandan bahseder. Bunlardan birisi de kocası ölüp, arkada küçük yetimler bıraktığı halde “Evlenmeyeceğim. Çocuklarım ölünceye veya Allah onları bana ihtiyaç bıraktırmayacak yaşa getirinceye kadar yetimlerimin başında duracağım” diyen kadındır. Siz de inşallah Peygamberimizin (sav) övdüğü o mübarek kadınlardan olursunuz.Anne: Farkına varmadan demek ki Allah’ın hoşuna gidecek bir karar almışım. Buna çok memnun oldum. Ama çocuklarımın babalarının ölüm haberini nasıl anlatayım. Ben asıl bunun için geldim size.Psikolog: Farkındayım onun için çocuklarınızın yaşını sordum. Kocanızın ölüm sebebi nedir?Anne: Kocam kanserden dolayı vefat etti.Psikolog: Okul öncesi dönemde olan çocuklar için ölüm, çoğu zaman geçici bir olaydır; ölen insanın bir gün tekrar döneceğini düşünürler. Altı-dokuz yaş arasındaki çocuklar ise, ölümün geriyi dönüşü olmayan bir durum olduğunu anlamaya başlar, ancak kendilerinin ve sevdiklerinin genelde ölmeyeceklerine inanırlar. Genellikle ölümün hasta veya yaşlı kişilerin başına geleceğini düşünürler. Çocuklarınıza “babanız hastalandı ve öldü” demek yerine “tedavisi mümkün olmayan ağır bir hastalıktan dolayı vefat etti” derseniz daha anlamlı olur. Yoksa çocuklarınız her hastalanan insanın öleceğini düşünebilir ve endişeye kapılabilir.Anne: Çocuklarıma bu dönemi kolay atlatabilmelerini sağlamak maksadıyla babalarının bir gün geri döneceğini, uzun bir yolculuğa çıktığını söylesem nasıl olur?Psikolog: Bu hiç doğru olmaz. Bu sefer seyahate çıkmaktan, tatil yapmaktan korkacaklardır. Aynı durumun kendi başlarına da geleceğini düşünürler.Anne: O halde babalarının derin bir uykuya daldığını söylersem bu sefer de uyumak istemeyecekler öyle mi?Psikolog: Evet, tecrübeler bunu gösteriyor. Ölüm gerçeğini çocuklarınızdan gizleyemezsiniz. Okul öncesi çocuklarınıza ölümün dünya hayatının sonu olduğunu ve ölen bir babanın hiçbir şekilde geri dönmeyeceğini somut bir şekilde anlatmalısınız. Henüz soyut düşüncenin gelişmediği erken çocukluk döneminde olan çocuklarınıza ölümün anlamı bariz bir şekilde anlatılmalıdır. Mesela şöyle diyebilirsiniz: “Babamız öldü, bundan böyle artık yaşamayacak. Hayvanlar ve bitkiler de olduğu gibi insanlar da doğar, büyür ve bazen çok ağır bir hastalık sebebiyle ölür. Yaşarken nefes alırız, yürürüz, konuşuruz, fakat babamız artık bunları yapamayacak. Çünkü babamız yaşamayı artık bitirdi ve bunun için öldü.” Basit ve şaşırtmacalı gibi gözüken bu gerçekçi cevap karşısında çocuklar, bazen ilginç bir şekilde ölümü kabullenebilmektedir.Anne: Anladım. Ama babalarının ölüm haberini bu şekilde de versem şoke olacaklar ve bu sefer ağlayacaklar. Üstelik ben de duygularımı gizleyemem. Nasıl yaklaşmalıyım?Psikolog: Ölüm haberini verirken, metanetli olunuz ve fevri davranmayınız ama gözyaşlarınızı gizlemeye de gerek yoktur. Çocuklarınız, acılarınızı gizleme eğiliminde olduğunu görürse, kendileri de ölümden kaynaklanan acısını gizlemeye ve gözyaşını tutmaya çalışır. Bu, çocuk için sağlıklı bir durum değildir. Bu sebeple ölüm haberini verirken olabildiğince tabiî davranmak gerekir. Çocuklarınızın ağlamaları oldukça normaldir ve beklenen bir tepkidir. Onlara sarılınız. Kendilerine ağlamalarına müsaade ediniz ve engel olmayınız. Çünkü çocuklar, normal şartlarda da kısa süreli bile olsa anne veya babadan ayrı kalmak istemez. Ölüm haberi, onlara terk edilmişlik duygusu verir. Onun için onlara “Ben sizlerle beraber olacağım. Bu süreçte hep birlikte olacağız” derseniz çocuklarınız kendilerini güvende hissedecektir.Anne: Ama onlar bana “babamız nereye gitti?” diye soracaklar. Bu durumda ne diyeyim kendilerine?Psikolog: Eşiniz amansız bir hastalığa yakalanarak vefât etmiştir. Bu durumda eşiniz şehit hükmünde ruhunu teslim etmiştir ve inşallah kabir hayatı bu anlamda rahat ve güzel olacaktır. Cennet hayatına benzer bir hayat yaşayacaktır eşiniz. Bazı psikologlar, her ne kadar ahiret, cennet gibi soyut kavramlarla bir insanın ölümünü izah etmek, okul öncesi çocuklar için henüz erken olduğunu düşünse de çocukların zengin hayal gücünü esas alarak, ölen babanın da cennete gittiğini söyleyebilirsiniz. Bu onlar için yatıştırıcı bir etkisi olur ve küçücük kalpleri huzur bulur. Ölümün bir son ve yokluk olmadığı şeklindeki bakışın yanında iyi insanların cennete gidecekleri ve mutlu olacakları anlayışı, çocukların ölüm endişesini büyük çapta gidermektedir. Ancak cennet, çocuklara onların dili ile anlatılmalıdır. Bu anlatımda abartıya kaçmak, çocuklarda bir an önce cennete gitme isteği uyandırabilir. Onun için cenneti kısa ve sade cümlelerle açıklamak yeterlidir. Çocuk, ölen kişinin toprağın altından nasıl cennete gittiğini, nasıl nefes aldığını merak edebilir. Meleklerin gelip onu cennete götürdüğü ve orada nefes aldığı söylenebilir.Anne: Beklenmedik bir durum ile karşılaşabilir miyim?Psikolog: Çocukların ölümle ilgili düşüncelerini, korkularını ve bununla başa çıkma yollarını belirleyebilmek, gelişim evreleri, ruhî gelişmeleri, zekâ durumları, fıtrî yapıları ve aile ortamı ile yakından ilgilidir. Bazen altı veya yedi yaşın altındaki çocuklar, ölüm haberini aldıklarında hiçbir şey olmamış gibi bir davranış sergileyebilir. Ancak bu durum, çocukların duyarsız olduğunu göstermez. Çünkü bu çocuklar, ölümün geri dönülmez olduğunu tam anlayamadıkları için, ölenlerin bir gün çıkıp geleceğini düşünebilir. Henüz somut olayları idrak edebilme merhalesi içinde bulunan ve zaman zaman onu aşmaya çalışan çocuklar, ölüm gibi soyut kavramları bazen anlamakta zorlanabilir. Ama buna rağmen ölüm, hemen bütün çocukların çocukça dünyaları için, er veya geç hem duygu olarak ağır, hem de içinden kolay çıkılması mümkün gözükmeyen bir mahiyet arz edecektir. Dolayısıyla gerçekleri hissetmeye başladıklarında babanın ölümü gündeme getirilmeli ve çocuklara içinde biriktirdikleri duygularını dışa dökebilmelerine imkân verilmelidir. Eski güzel hatıralar canlandırılabilir. Babanın fotoğraflarına bakmak, kabir ziyareti yapmak çocukların duygularını ifade etmesini kolaylaştırmaktadır. Çocuklarla birlikte oyun oynanarak, içindeki korku ve üzüntülerini oyun yolu ile dışarı atmaları sağlanabilir.Anne: Peki çocuklarımın ölmüş babalarını son bir kez görmeleri ve defin işlerine katılmaları uygun mudur?Psikolog: Çocuklarınızın naaşı görmesine ve defin merasimine katılmalarına gerek yoktur. Çünkü bu durumda çocuklarınızın naaşa karşı korku geliştirebilir. Yedi yaşından büyük çocukların defin işlerini uzaktan seyretmeleri anlamlı olabilir. Bunu yedi yaşındaki çocuğunuz karar versin. Anne: Anladım. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.Prof. Dr. Ali SeyyarYorumlar [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]
Ayrılık|Yeni hobiler edinmek ve arkadaşlıklar kurmakla kendinizi daha fazla meşgul etmek.
Sosyal Etkinliklere Katılın
Hafta 2|Hüzün ve kaybolma hissi|Sefa, arkadaşları ve aile ile iletişim kurmaya başlar
Eşimi Kaybettim: Başlangıç
Yalnızlık ve ayrılık süreçlerinde insanlar genellikle içinizde bir yerde bıraktıkları hüzünü hissederler. Bu zorlu dönemlerde, yakın arkadaşlarınız ve ailenizin desteği, sefa ve güç kaynağı olarak önemli bir rol oynar. İşte bu nedenle, bu destek sistemini anlamak ve ona erişebilmek, kendi başınıza kalmadan önemli bir adım.
Ayrıca, acı ve hüzün hisleri, zaman içinde azalır. İlk aşamalarda bu hisler yoğun olabilir, ancak günler geçtikçe, bu acıyı daha kontrollü bir şekilde yaşamaya başlarız. Zaman, acıyı bir öğrenme ve büyüme aracı haline getirir.
Yalnızlık ve hüzünle dolu günlerden kurtulmak için, acı geçmişimizi bir kenara bırakarak, geleceğimize odaklanmalıyız. Bu bölümde, yeni başlangıçlar için bazı öneriler sunacağız.
Resim|Duygularımızı ifade etmek ve kendimize odaklanmak için mükemmel bir yöntemdir.
- Profesyonel destek arayın: Psikolojik danışmanlık veya terapi gibi yöntemlerle, geçmişinizin etkisini hafifletmeye yardımcı olabilirsiniz.
Hafta 1|Yalnızlık ve acı|Sefa'nın yeni başlayan yolculuğunu izlemeye başlar
Hüzün|Sesli veya görsel sanatlarla ilham alarak, duygularınızı ifade etmek.
Görülüyor ki eşinizi kaybettikten sonraki “yas” sürecini sağlıklı bir şekilde atlatamamışınız.
Sefa'nın bu yolculuğunda, yalnızlık ve acıdan uzaklaşarak, kendi hızını yeniden keşfederek ve yeni arkadaşlıklar kurarak, hayatının yeni bir bölümünü açtığını göreceğiz. Bu, sadece bir başlangıçtır ve Sefa'nın bu yeni dünyada nasıl yer edineceğini izleyeceğiz.
Ayrılık anlarında, acının bize öğretilen dersleri öğrenmemizi sağlar. Bu acı, bizi daha iyi bir insan olarak geliştirebilir ve kendimize ve diğer insanlara olan saygımızı artırabilir. Hüzünün yanında, bu süreçte kendimize dikkat etmek ve saygı göstermek, yeni başlangıçlar için doğru adımları atmamıza yardımcı olur.
LobTopspinPutaway
Game On at Tennis Club.
SwimCocktailsSocial
Time Out at Sóller Tennis Club.